Başkan Gökhan Yüksel, toplu iş sözleşmesinden sonra yaşananlarla ilgili "İllegal bir eyleme göz kapatacak halimiz yok" dedi
Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, Kartal Belediyesi Kasım ayı meclis toplantısında konuştu. Kartal'da toplu iş sözleşmesinin belediyeler sendikası SODEMSEN ve işçi sendikası genel merkezi DİSK arasında yapılması sonrası mecliste gündem olan eleştirilere ve sözleşme sonrası yaşananlarla ilgili cevap vererek "İllegal bir eyleme göz kapatacak halimiz yok" dedi. Kayyum atamalarına da değinen Yüksel, "Adalet bir gün herkese lazım olacak" dedi
"En düşük maaş 46 bin 931 TL"
Kartal Belediyesi olarak toplu iş sözleşmesini tamamladıklarını ve çalışmalara yoğun bir şekilde devam ettiklerini belirten Yüksel,
"Bu süreçte yasal süreç sonrası yasal olmayan bazı olaylar yaşandı. Bu durum bizi üzdü ve yasal işlemler devam ediyor, atacağımız bazı adımlar olacak, soruşturma devam edecek. Ama işlemler devam ederken sizlerle bilgi paylaşmayı kendi çalışma arkadaşlarımızı kimseye şikayet etmemek adına sakin kaldığımızı tekrar hatırlatmak isteriz.
Toplu iş sözleşmesinde en düşük maaş alan arkadaşlarımızın maaşın bütün haklar içinde 46 bin 931 TL olduğunu hatırlatmak isterim. Ve önümüzdeki Ocak ayında bu rakam 53-54 bin TL'ye çıkacağını ulaşacak. % 18'lik bir zam daha var. Gönül ister ki, daha iyi sözleşmeler olsun fakat ülke koşullarını hepiniz biliyorsunuz. Önümüzdeki günlerde asgari ücrette açıklanacak. O zamanda ülkenin gerçeğini tekrar hatırlamış olacağız. Bu günün olan 17 bin TL'yi telaffuz bile etmiyorum." dedi.
"Keyfiyetle alınan kararlar maalesef hepimizi üzüyor"
Bir gün barış elçisi, bir gün terörist..
Son günlerde yaşanan Kayyum süreçleri hepimizi üzüyor. Seçme ve seçilme hakkı, cumhuriyetin en büyük kazanımı. Bu temel kazanımın temel ilkesi de şiarımız da 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' ifadesidir. Maalesef kayıtsız-şartsız kelimesinin altını bir daha çiziyorum, maalesef 86 milyon vatandaşımız tercihleri sonuçları ne olursa olsun bu kayyum süreciyle karşı karşıya geliyor. Ama 86 milyon vatandaşımız bizim gözümüzde eşit, hepsi bizim kardeşimiz.
Demokrasi olmazsa ülkeye olan güven maalesef günden güne erozyana uğrar. Hepimizin istemediği olaylarla karşı karşıya kalırız. Her yeni bir güne tatsız bir şekilde ya da bir kaosla başlamak hiçbirimizin istediği bir şey değil ama keyfiyetle alınan kararlar maalesef hepimizi üzdüğü gibi insanların da devlete güveninin azalmasına yargıya güvenin azalmasına ve siyasete güvenin azalmasına sebebiyet veriyor. Ben eminim ki, şu an bu salonda bulunan tüm arkadaşlarımız ve siyasi parti fark etmeksizin arkadaşım düşünüyor, aynı cümleleri söylüyor, şaşkınlıklarını ifade etmiyorlar ama üzüntülerini ifade ediyorlar.
Esenyurt'ta bir akademisyen, Ahmet hoca kayyumla karşı karşıya kalındı. Belediye meclis grubu tarafından dahi belediye başkanlığına bir vekalet verilemedi. Bu sabahta Mardin, Batman ve Halfeti'de yaşanan kayyım süreçleri de hepimizi derinden üzüyor ve bu anlamda insanlar siyasete güvenini yitiriyor. Daha dün Mardin'de Ahmet Türk, bir aile sorununu çözerken hükümetle birlikte barış elçisi ilan edilirken bugün terörist ilan edilebiliyor. Hangi gün nereden baktığını takip edemediğimiz siyasi konjonktürü vatandaşın da algılaması mümkün olmuyor. Bu anlamda bütün kayyumları şiddetle kınadığımızı hatırlatmak isterim. Her birimiz bu ülkede vatan ve millet uğruna yaşadığımız şu hayatta elbette ki değerlerimize sahibiz. Ama bir gün barış elçisi bir gün terörist dediğinizde de milletin aklıyla alay edildiğinde, insanların da konuya bakışları değişiyor maalesef.
Biz ayrım yapmadan herkesi kucaklayan bir anlayışla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Herkesi sağduyuya davet etmekten başka bir çaremiz yok. Ancak yaşanan bu olayları kaygıyla yaşanan gelişmeleri izliyor takip ediyoruz." dedi
'Takiyye' ithamına yanıt..
Adem Yıldız'ın işçi grevleri ile ilgili süreçten bahsederken 'takiyye' ithamında bulunmasına ise Yüksel, aslında bu söylemin tam bir takiyye olduğununu söyleyerek karşılık verdi ve şunları söyledi:
"Bu konu siyaset yapılacak, suistimal edilecek bir konu değil. Ocak ayında açıklanacak asgari ücret artışıyla ilgili olarak, ülkeyi yöneten partinin bir mensubu olarak ülkenin geldiği bu noktada sefaleti açıklayamayan, tek kelime söyleyemeyen arkadaşımızdan 46000-47000 TL alan şartları zorladığımız, bölüşüp paylaşmaya çalıştığımız bu dönemde nasihat dinleyecek değiliz. Tabii, kürsünün dokunulmazlığı var. Arkadaşımız söyledi, biz de dinledik.
"İllegal bir eyleme göz kapatacak halimizde yok"
Kendi ifadesiyle İller Bankası'ndan gelecek pay belliyken, talep edilecek küçülttüğünüz ve bütçeye maliyetini hesaplamadığınız bu rakamların önümüzdeki günlerde nelere mal olacağını hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Dolayısıyla kimsenin istemediği bir süreç ama illegal bir eyleme göz kapatacak halimiz yok. İlk üç gün dayanışma ile götürülen bir süreç. Süreç tıkandıktan sonra belediyelerin de sendikaların da genel merkezleri bu işi noktalar. daha önceki dönemlerde olduğu gibi. Ben de bu konuşmaları takiye olarak yorumluyorum."
"Adalet bir gün herkese lazım olacak"
Gündem maddelerine geçmeden yaptığı konuşmada ise Yüksel, Esenyurt Belediyesi ile ilgili "Bu süreçler kimsenin istemediği bir durum. Ancak adalet bir gün herkese lazım olacak. Dolayısıyla adaleti tüketmeyelim. Esenyurt'ta yaşananlar gibi olaylar, toplumu farklı düşüncelere sevk ediyor. Bu durumun önüne geçmek için hep birlikte çalışmalıyız."dedi