Şehrin dört bir yanındaki 25 sabit şubesi ve iki mobil aracıyla kültürel buluşma noktası olan İstanbul Kitapçısı, geniş kitap koleksiyonunun yanı sıra imza günleri ve söyleşilerle şehrin kültür yaşamına katkı sağlamaya devam ediyor. Kadıköy şubesinde düzenlenecek Okur Yazar Buluşması’nda da yeni öykü kitabı “Belki Yaz Erken Gelir”i yakın zamanda Can Yayınları’ndan çıkaran Yekta Kopan, okurlarını geçmişle bugünün kesişiminde insan ruhunun derinliklerini mizahi bir dille ele aldığı hikayeleriyle karşılayacak.Ezgi Sivrikaya’nın moderatörlüğde 24 Kasım Pazar günü saat 15.00’te yapılacak söyleşinin ardından okurlar, yazarla tanışarak kitaplarını imzalatma fırsatına sahip olacak.Buluşmaya özel yüzde 20 indirimli satış “Belki Yaz Erken Gelir” kitabı, Okur Yazar Buluşması’na özel olarak 22-24 Kasım 2024 tarihleri arasında İstanbul Kitapçısı Kadıköy şubesinde yüzde 20 indirimle satışa sunulacak.“Belki Yaz Erken Gelir”Yekta Kopan, Can Yayınları’ndan çıkan yeni kitabında bireylerin hayata ve kendilerine ilişkin sorgulamalarını incelikle işliyor. Karakterlerin iç çatışmaları ve belirsizliklerle örülü yaşamları, mizahi bir üslupla anlatılarak okuyucuyu derin bir yolculuğa çıkarıyor. Kopan’ın özgün kaleminden çıkan öyküler, hayatın bir öyküler toplamı olduğunu hatırlatıyor.Kitabın arka kapak yazısı ise şöyle:“Kitapçıdasın. Rafların arasında dolanıyorsun.
Bir kitap dikkatini çekiyor. Kapağında bir kadın var. Kumsalda. Devasa bir can simidi tutuyor. Deniz hafiften dalgalı. Kadının nereden gelip, nereye gittiğini anlayamıyorsun. Çocukluğun geliyor aklına. Çocukluk, kilidi kırık bir hatıra defteri.
Tam arka kapağa bakacakken biri giriyor kitapçıdan içeri. Dikkatin dağılıyor. Annenin anlattığı masallar, babanın kahkahası eksik fıkraları eriyip gidiyor. Çocukluğun terk ediyor seni, büyüyorsun.
Öyküler, kısa öyküler, masallar diyor arka kapak yazısında. 'Keşke roman olsaydı' diye düşünüyorsun bir an. Sonra hayatın öykülerin toplamı olduğunu hatırlıyorsun. Hayat dediğin, bütün o harflerin, hecelerin, sözcüklerin buluşmasını beklemek.
Hayat dediğin, bitmeyen bir bekleyiş.
Yazarın adı siliniyor kapaktan. Kendi adını görüyorsun orada, bütün o öyküler senin artık. Kitap sadece senin duyacağın bir melodiyle şarkısını söylemeye başlıyor:
Ben bir öykü kitabıyım.
İçten bir tebessümle okurunu bekleyen.
Bir kitap dikkatini çekiyor. Kapağında bir kadın var. Kumsalda. Devasa bir can simidi tutuyor. Deniz hafiften dalgalı. Kadının nereden gelip, nereye gittiğini anlayamıyorsun. Çocukluğun geliyor aklına. Çocukluk, kilidi kırık bir hatıra defteri.
Tam arka kapağa bakacakken biri giriyor kitapçıdan içeri. Dikkatin dağılıyor. Annenin anlattığı masallar, babanın kahkahası eksik fıkraları eriyip gidiyor. Çocukluğun terk ediyor seni, büyüyorsun.
Öyküler, kısa öyküler, masallar diyor arka kapak yazısında. 'Keşke roman olsaydı' diye düşünüyorsun bir an. Sonra hayatın öykülerin toplamı olduğunu hatırlıyorsun. Hayat dediğin, bütün o harflerin, hecelerin, sözcüklerin buluşmasını beklemek.
Hayat dediğin, bitmeyen bir bekleyiş.
Yazarın adı siliniyor kapaktan. Kendi adını görüyorsun orada, bütün o öyküler senin artık. Kitap sadece senin duyacağın bir melodiyle şarkısını söylemeye başlıyor:
Ben bir öykü kitabıyım.
İçten bir tebessümle okurunu bekleyen.