Kurtulmuş, en temel vazifelerinden birisinin de ülkenin, milletle beraber bölünmez bir bütün olarak daha ileriye gitmesi için mücadele etmek olduğunu belirterek, şunları kaydetti:"Türk vatanının, Türkiye Cumhuriyeti devletinin dünyadaki en güçlü ülkelerden birisi olması için, elimizdeki bütün imkanlarla mücadele etmek herhalde hepimizin vazifesidir. Hangi yerde olursak olalım, hangi görevi yapıyor olursak olalım, ister öğretim üyesi, ister siyasetçi, ister öğrenci, ister iş insanı, ister çiftçi, ister sanatçı, ne olursak olalım her birimiz yaptığımız işi en iyi şekilde yapacağız ve inşallah Türkiye'yi özellikle Türkiye'nin yüzyılı olmasını arzu ettiğimiz Cumhuriyetimizin ikinci asrında daha da yukarıya çıkaracağız.Bilimde, sanatta, kültürde, sporda, üretimde, teknolojide şimdi olduğunuz yerden çok daha ileriye gideceğiz. Bunun için bu mücadelenin önemli merkezlerinden birisi olan, Adnan Menderes rahmetlinin de önüne koymuş olduğu güçlü ve büyük Türkiye hedefinin en önemli unsurlarından birisi olan, üniversitelerimizin de çok daha ileriye gitmesi için her birimiz canla başla durmadan çalışacağız."
Türkiye’deki üniversitelerin geldiği noktaya işaret eden Kurtulmuş, ülkede vakıf üniversiteleriyle birlikte 209 üniversitenin bulunduğunu ve 7,5 milyon öğrencinin üniversitelerde eğitim gördüğünü belirtti.Esas hedefin, üniversitelerin dünya üniversiteleriyle rekabet edebilecek bir noktaya gelmesi olduğunu belirten Kurtulmuş, bunun için üniversitelerin kendi aralarındaki rekabeti çok daha güçlü bir şekilde sürdürmesi gerektiğini söyledi. Dünyanın her yerinde teknolojik gücü elinde bulunduranların, teknolojik gelişmeleri gayri insani, gayri ahlaki bir şekilde kullandığını belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:"Bir yılı aşkın bir süredir Filistin topraklarında İsrail yayılmacı, saldırgan politikalarının sonucu dünyayı bu yeni kavramla (teknolojik zalimlik) karşı karşıya getirdiğinin farkındayız. Sadece klasik bombalarla değil, fevkalade komplike bombalarla ve imha silahlarıyla hem masum insanları imha ettikleri hem de bireysel suikastlarla dünyaya gözdağı verdikleri ve böylece arz-ı mevud dedikleri kendilerince inançlarının gereği olarak, Nil'den Fırat'a kadar bir coğrafyada kendi hakimiyetlerini tesis etmek için yüksek teknolojiyi en acımasız şekilde kullanmanın da mübah olduğu bir dönemi bize göstermiş oluyorlar."Kurtulmuş, teknolojik zalimliğe en çok bilim insanlarının karşı çıkması gerektiğini belirtti.Kurtulmuş, Daron Acemoğlu'nun “Uluslararası alanda dünyada sürdürülebilir, kapsayıcı, kuşatıcı yeni kurumlara ihtiyaç vardır” görüşünü de aktararak, "Dünyada yeni bir küresel siyasal mimariye ihtiyaç var, dünyada yeni bir küresel finansal mimariye ihtiyaç var. Yani her platformda söylediğimiz, ‘Dünya beşten büyüktür’ sözü, sadece beş ülkenin değil, dünyadaki bütün devletlerin sözünün geçerli olduğu bir sisteme ihtiyaç var." dedi.Yenidoğan Çetesi: Diploma sahibi olmak cehaleti önlemiyorBilimsel çalışmaların hikmetle ve irfanla yoğrulması gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş, sadece diploma sahibi olmanın cehaleti önleyen bir mesele olmadığını belirtti. Kurtulmuş, dünyadaki büyük suçların arkasında da çok iyi okumuş insanların bulunduğunu, Hitlerin ordusundaki en önemli adamların büyük bilimsel gelişmeleri arkasına aldığını, aynı şekilde İsrail’in de çok iyi okumuş diploma sahibi kişileri arkasına aldığını söyleyerek, “En son işte Türkiye’de Yenidoğan Çetesi diye bir çeteyle uğraşıyoruz. Adamların hepsine bakın, hepsi iyi yerlerde okumuş, diploma almış adamlar ama bu kadar açık insanlık suçu işleyebilecek kadar insanlıktan da nasibini almamış insanlar. Demek ki biz bu insanlara diplomalarının yanında, yani kuru bilginin yanında hikmeti de irfanı da öğretmek zorundayız.” diye konuştu.Aydın Valisi Yakup Canbolat ve Rektör Prof. Dr. Bülent Kent konuşma yaptı.Konuşmaların ardından Kent, Kurtulmuş'a hediye takdim etti.