Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Balıkesir'in Karesi ilçesinde patlayıcı üreten bir fabrikada meydana gelen patlama sonucunda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum" dedi.Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda Balıkesir'e doğru yola çıktıklarını bildirdi.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Balıkesir'in Karesi ilçesindeki patlama hakkında, "Patlamayı araştırmak üzere 2 başmüfettiş ile 1 müfettiş görevlendirilmiştir. Bakanlık olarak süreci yakından takip ediyoruz" dedi.CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Balıkesir'in Karesi ilçesinde gerçekleşen patlamanın ardından bölgeye gitmek üzere heyet görevlendirdi.Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karesi'deki patlamaya ilişkin, “Soruşturma kapsamında patlamanın nedenini belirlemek amacıyla kimya, makine, iş güvenliği, jeofizik mühendisi olmak üzere alanında uzman 5 kişilik bilirkişi heyeti görevlendirilmiştir” dedi.Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, "Balıkesir Kavaklı Köyü’nde bulunan ZSR Mühimmat Fabrikası’nda meydana gelen patlamada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. İlgili birimlerimizle beraber süreci teyakkuz halinde yerinden takip ediyoruz" dedi.
"Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmak işçisiyle, kamu emekçisi her çalışanın hakkıdır"KESK, Balıkesir'in Karesi ilçesinde patlayıcı üreten bir fabrikada meydana gelen ve 12 kişinin hayatını kaybettiği, 4 kişinin yaralandığı patlamayla ilgili yazılı açıklama yaptı."Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmak işçisiyle, kamu emekçisi her çalışanın hakkıdır" denilen açıklamada, 12 yıl önce çıkarılan 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun "işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin piyasaya açılması, taşeronlaştırmanın ve esnek çalışmanın alabildiğine yaygınlaştırılması" anlamına geldiği vurgulandı. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu başta olmak üzere, tüm mevzuat ve denetim mekanizmasının yamalar yerine sendikalar, üniversiteler, meslek odaları, yerel yönetimlerle dahil tüm paydaşların katılacağı bir kurul tarafından yeniden düzenlenmesi gerektği belirtilen açıklamada, şu değerlendirme yapıldı: "Balıkesir Karesi'de ZSR Mühimmat Fabrikası'nın kapsül üretimi yapılan bölümünde meydana gelen patlamada 12 işçi arkadaşımızın hayatını kaybettiğini, 3 kişinin de yaralandığını derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Öncelikle kesk olarak, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılara ise acil şifalar diliyoruz. Hayatını kaybedenlerin sayısının artmamasını yürekten dilerken patlamanın her yönüyle titizlikle araştırılmasını, sorumluların açığa çıkarılmasını bekliyoruz. Ne yazık ki her yıl ortalama iki bin canımız kaza sınırlarını aşan adeta seri işçi cinayeti boyutuna gelen bir tablo ile aramızdan koparılmaktadır.Daha 4 gün önce DİSK, KESK, TMMOB ve TTB olarak yaptığımız açıklamada alanda yaşanan sorunların temel kaynağının; 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı yasa ile işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin piyasaya açılması, taşeronlaştırmanın ve esnek çalışmanın alabildiğine yaygınlaştırılması olduğunun altını çizmiştik."Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmak her çalışanın hakkıdır"Bunlara ek olarak 6331 sayılı çıktığından beri aradan geçen 12 yılda; -Kamuda ve elliden az çalışanı olan az tehlikeli iş yerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğunun sürekli ertelenmesi, -Yenileri açılmak bir yana var olan meslek hastalıkları hastanelerinin kapatılması, - Denetimlerin ve iş cinayetlerine yol açanlara yönelik cezaların etkisiz hale getirilmesi, - Diğer sağlık kuruluşlarında açılması planlanan iş ve meslek polikliniklerinin yetersizliği,- İşyerlerinde işle ilgili hastalık ve meslek hastalığı oluşmasının önlenmesi adına yeterli önlemlerin alınmaması,- Meslek hastalığı tanısı konulması önünde türlü engellerin çıkarılması,uygulanmakta olan maddelerin de işe yaramadığının açık göstergesidir. Tüm bunların sonucunda işçilerin, emekçilerin canı, kanı üzerinden beslenen bir tablo yaratılmıştır. Bu tablo çalışma hayatını kuralsız hale getiren, çalışanları korumasız bırakan sistemin eseridir. Tek çözüm işçi cinayetlerini yaratan, emekçiler için bir bataklık olan bu kapitalist sisteme karşı mücadeleden geçmektedir. Bir kez daha altını çiziyoruz. Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmak işçisiyle, kamu emekçisi her çalışanın hakkıdır."6331 sayılı kanın ekseni 'insan' olan anlayışla yeniden düzenlenmeli" 6331 sayılı kanunda yapılacak yamalar yerine sendikalar, üniversiteler, meslek odaları, yerel yönetimlerle oluşturulacak kurulların oluşumundan sonra, konunun taraflarının katılımı ile İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu başta olmak üzere, tüm mevzuat ve denetim mekanizması ekseni 'insan' olan anlayışla yeniden düzenlenmelidir. KESK olarak işçi cinayetleri ile aramızdan koparılan tüm işçileri, emekçileri saygı ile anarken emek karşıtı sisteme karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz."