Eğitim-Bir-Sen Elazığ 1 Nolu Şube Başkanı İbrahim Bahşi, eğitim fakültesinden mezun olup atanmayı bekleyen öğretmenlerin sayısında büyük bir artış olduğunu, devletin, üniversitelerle ilgili YÖK'ün bir çalışma yapması gerektiğini belirtti. Bahşi, şunları söyledi:
''Atanmayı bekleyen öğretmen ordusuna her yıl binlercesi ekleniyor''
"Şimdi Türkiye genelinde şu an eğitim fakültelerinden mezun olan öğrencilerin her yıl sayı olarak binleri geçiyor dolayısıyla şu an birikmiş bir zaten atanamayan atamayı bekleyen öğretmen ordusu var buna her yıl ilave olarak eğitim fakültesinden mezunlar ekleniyor. Bunların bir kısmı sadece yüzde 1'i üniversitelerde akademik olarak devam ediyorlar işlerine. Doktorasını yapıp belki üniversitede başarılı olanlar kalıyor. Bunun dışındakiler kendi branşlarında, özellikle bazı branşlarda mesela tarih, edebiyat, felsefe gibi branşlarda öğretmen alımının çok düşük olduğunu biliyoruz zaten. 20 bin atama yapılacağı duyurulmuşsa bunların büyük bir çoğunluğu sınıf öğretmeni olarak atanıyor. En çok ihtiyaç olan alan orası olduğu için diğer branşlardan da psikolojik danışmanlık, rehberlik ve yabancı dillerde atamaları yaptıktan sonra geriye kalan sayı branş bazında paylaştığımız zaman çok az sayıda bir öğretmen ataması gerçekleşiyor. Dolayısıyla 600- 700 branşına göre bazı branşlarda 300 ve daha az ataması olan branşlar var. Bunlar maalesef dağ gibi, çığ gibi büyüyen hatta atama bekleyen öğretmen sayısını maalesef eritmiyor, düşürmüyor. Her yıl bilakis üzerine ekleniyor.
''Devletin acil olarak atanamayan öğretmenlerle ilgili devletin acil bir çözüm üretmesi gerekiyor''
Burada biraz tabii ki istihdam politikası konusunda devletin, üniversitelerle ilgili YÖK'ün bir çalışma yapması gerekiyor. Bunu artık görmek gerekiyor. Yani işin başından itibaren yönetiminin doğru yapılması gerekiyor. Hangi alanlarda ihtiyaç varsa, öğrencilerimizi akademik eğitime zorlamadan mesleki eğitime yönlendirmemiz gerekiyor. Bu işin başından itibaren şu anda bizim görüştüğümüz insanlar, sanayideki ustalar, görüştüğümüz bu sektördeki herkesin maalesef bir kalfa bir çırak ihtiyacı olduğunu ama bunun sağlanmadığından bahsediyor. İnsanlarda ısrarla bir eğitim fakültesini bitirsin, bir üniversite bitirsin düşüncesi. Ama bitirenlerin şu anda hiçbirini atamadığını görüyoruz. Daha önceki yıllarda bir ziraat mühendisinin bile pedagojik formasyon olarak öğretmen olduğunu gördük, şahit olduk. Hemen öğretmen oluyordu. Ama bugün eğitim fakültesinden mezun olmuş, kendi eğitimini almış, bu mesleğin eğitimini almış, branşta eğitimini almış binlerce insanın atamayı beklediğini görüyoruz. Ve maalesef atanamadığını görüyoruz.
''Eğitimden tasarruf etmek imkansızdır''
Şu anda tasarruf tedbirleri kapsamında okullarda 12-15 kişilik sınıflar birleştiriliyor. İki sınıf birleştirince mecburen bir öğretmen boşta kalıyor. Dolayısıyla burada eğitimde tasarrufun imkansız olduğunu belirtmek gerekiyor. Bunlar alınacak tasarruf tedbirleri değil. Zaten daha önceki dönemlerde de bu şekilde gelmiş bir düzen var. Yani bugün bu sınıf 13 kişi olabilir, yarın kaç kişi öğrenci gelir 15-16 kişi olur. Ama mevcut iki sınıfı birleştirdiğiniz zaman, 35- 40'ın üzerine çıktığı zaman iyi bir eğitimden kaliteli bir eğitimden bahsetmek mümkün değil. Dolayısıyla burada Atanamayan öğretmenler gerçekten ülkenin büyük bir problemi haline geldi. Çünkü bizim önce sebepleri ortada kaldırmamız gerekiyor. Bu sonuçtur çünkü. Yani siz eğitim fakültesine sürekli öğrenci alırsanız ve buradan mezun ederseniz, bu kitleyi daha da büyütürsünüz. Bu kitle daha da büyüdükçe sizden talebi olacak, atanmak isteyecek.''
SERRA TAYLAN