İnsan Hakları
Yayınlanma: 08 Aralık 2023 - 11:56
Güncelleme: 08 Aralık 2023 - 12:12
Kartal Belediyesi Meclis Üyesi Ömer Boğaz, 3 Aralık Engelliler Günü'nü kutladı
4 Aralık yapılan Meclis toplantısında gündem dışı söz alan Ömer Boğaz, 3 Aralık Dünya Engelliler Gününü kutladı. Farkındalık oluşturmak için yapılan ve yapılması gerekenlere dair bilgilerdirme yaptı.
İnsan Hakları
08 Aralık 2023 - 11:56
Güncelleme: 08 Aralık 2023 - 12:12
3 Aralık Dünya Engelliler GünüHerkesin engelli adayı olduğuna dikkat çeken Ömer Boğaz;"Dünya yaklaşık 1 milyar, ülkemizde ise 10 milyonu bulan engellilerin 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nü kendileriyle aynı kaderi paylaşan birisi olarak kutluyorum. Herkesin bir engelli adayı olduğu gerçeğinin yanı sıra, bizlerin engelimiz yaşamaya alıştığımız, keşkelerimiz aştığımız ve engelli olmayanlarla aramızdaki farkların teferruattan öteye geçmediğinin bilinmesini istiyoruz.Allah'a şükür ki bizim engelimiz kalbimizde değil, yüreğimizde değil, insanı ve insanlığı önceleyen değer yargılarımızda değil.Varsın gözümüz görmesin ama hakikate karşı kör olmayalım, dilimiz dönmese de doğru söylemekten geri durmayalım, yürüyemesekte sırat-ı müstakimden ayrılmayalım, duymasak da mazlumun ve mağdurun hıçkırıklarına kayıtsız kalmayalım. En büyük engel bunlardır ve biz çok şükür o tür insanlardan daha sağlam ve sağlıklıyız.HAYATI ENGELLİLER İÇİN DAHA YAŞANABİLİR BİR HALE GETİRMEK ZORUNLULUKTURBu kabullenişimiz, özellikle ellerinde yönetim erkini bulunduranları rehavete ve bizi görmezden gelmeye itmemelidir. Bu konuda görevli ve yetkili olan herkes, hayatı engelliler için daha yaşanabilir bir hale getirmek için ellerindeki tüm imkanları seferber ederek sorumluluklarını yapmalıdırlar. Bu onlar için bir mecburiyettir.Allah'a ham olsun, bu konuda 2002 yılından bugüne AK Parti hükümetleri tarafından o güne kadar yapılmayan birçok şey yapılmış, o güne kadar akıllara bile gelmeyen birçok uygulama hayata geçirilmiştir."İnsan Yaşat ki Devlet Yaşasın" felsefesini kendisine şiar edinen AK Parti, genel merkezden ilçelere kadar tüm teşkilatların bünyesinde Engelliler Komisyonu kurarak Türkiye'de bir ilke imza atmanın yanında engellileri siyasetin içine dahil etmiş ve kendi sorunlarının çözümünde kendilerinin de söz sahibi olmasını sağlamıştır.Özellikle 2005 yılında bu kardeşimizin aşamasında yer aldığı Engelliler Yasası ile engellilerin birçok sorunu çözüme kavuşmuş, hayatın her alanında beklentileri karşılık bulmuştur.Engellilerin en büyük sorunlarından biri olan istihdam sorununda ciddi mesafeler kat edilmiştir. 2002 yılında 5733 olan engelli istihdam sayısı bugün itibarıyla 52.000 kamu olmak üzere 320.000'i geçmiştir.Vergi istisnaları, araç alımlarındaki ÖTV-KDV muafiyetleri, devlet hizmetlerinden yararlanırken öncelik verilmesinden indirim imkanlarına, ihtiyaç sahibi engellilere maaş ödenmesinden evde bakım ücretlerine, özel eğitim imkanların sınırlarının genişletilmesinden getirilmesine, imar düzenlemelerinde engellilerin yaşam alanlarının düzenlenmesinden kontenjanlarına kadar birçok konuda engellilerin sorunları çözülmeye çalışılmıştır.Tabii ki bu konuda her şey yapıldı, artık yapacak bir şey kalmadı diyebilecek noktada değiliz. Hayatın devam etmesi ve ihtiyaçların da değişmesi gerçeğinden hareket ederek daha yapılacak çok şey olduğunu unutmamamız gerekiyor.YERELDE ENGELLİLERİN GÜNLÜK YAŞAMLARINI KOLAŞTIRACAK ADIMLARYukarıda bahsettiğim düzenlemeler merkezi idarenin sorumluluk alanlarında olan konulardır. Engellilerin günlük yaşamlarını devam ettirdikleri kentleri yönetenlerin de önemli sorumlulukları olduklarını söylememize gerek yoktur.Herhalde bu konuda da baş aktör doğal olarak yerel yönetimdir. Mesela bir kentte metroların yürüyen merdivenleri elektrik arızası adı altında kapatıldığı zaman aslında o kentte yaşayan engellilere "sizlere metroyu kullandırmıyoruz" demiş oluyorsunuz. Ya da üst geçitleri yeniliyoruz, diye bir brandayla yıllarca kapatarak engellilerin karşıdan karşıya geçme hakkını elinden alıyorsunuz. Dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğiyle yürümeye devam et bir yerde kendini karşıda bulunsun diyoruz. Çekerli sandalye girişi bulunmayan toplu taşıma araçlarıyla tekerlekli sandalye Kullananların toplu taşımayı kullanma hakkını elinden alıyoruz ya da toplu taşımayı onlar için işkence haline getiriyoruz. Kaldırımların başlangıç ve bitiş yerine rampalar koymaz ya da rampaları yanlış yerlere koyarak tekerlekli sandalye kullanan vatandaşlarımızı başkalarının yardımına muhtaç hale getiriyorsunuz. Kaldırımlar açtığımız ceplerin başlangıç yerine uyarı zemin döşemeler yapmayarak görmeyen vatandaşları tuzağa düşürmüş oluyorsunuz. Kaldırımların üzerine aydınlatma aparatı ve çöp koyuyor ve duvarı kendisine siper yaparak yürüyen görme engellilere travmatik sonuçları olan suikaste uğratılıyor. Otoparklarda engelliler için ya yeterli sayıda yer ayırmıyoruz veya ayırdığımız yerlerin engelli olmayanlar tarafından işgal edilmesine mani olmuyoruz.Binaya girişlerde merdiven yanlarına yapılan ve projeye ruhsat ve iskan için gerekli olan tekerlekli sandalye rampaları ancak iki kişinin arkadan ip çekerek tekerlekli sandalyeyi yukarı çıkaracağı eğimler yaparak ve buna da göz yumarak tekerlekli sandalyelileri evlerine hapsolmakla komşularına muhtaç olmak arasında bir tercih yapmaya zorluyoruz.Devasa bütçeler de yönettiğimiz belediyelerde engelliler için tüm bütçenin %2'si kadar pay ayırarak ve bu payı da olmazsa da olur işler harcayarak engellilerin belediye hizmetlerinden yararlanma haklarını görmezden geliyoruz. Yukarıda bahsettiğim bu örneklerden Tabii ki İBB ve Kartal ve diğer belediyelerde mutlaka nasibini alıyor. İstanbul'da ve Kartal'da yaşayan herkes gibi engelliler de bu kentin sahibidir ve hizmet alımında pozitif ayrımcılık hakkına sahiptirler.Bu hakkı gözetmeksizin kuru kuruya hamaset kokan söylemlerle ve günü kurtarmaya masuf kutlamalarla engellilerin hiçbir sorununa çözüm bulunamayacağı gerçeğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Kendi dünyalarında baharı yaşayan kışın ayazında nemi hissetmeye çalışan engellilere onlar için yaşanabilir bir kent hazırlayarak siz yalan bir dünyada yaşıyorsunuz Aslında size yazın sıcağı bile kış ayıdır, demeye ne olursa olsun kimsenin hakkı yoktur.Bizler kadim bir geçmişe sahibiz. Normalde özellikle uzun günlerde imsak saatiyle güneş doğuş saatinin ortasında okunur ve böylece sabah namazını cemaatle kılmak isteyenlere kolaylık sağlanır. Atalarımız hastane yakınındaki camilerde sabah ezanını tam imsak vaktinde okutarak hastanede yatan hastalar için bitmez bir hale gelen gecenin bittiğini ilan ederlermiş ki hastalara moral olsun. Bugün görmezden geldiğimiz ihtiyaçların yarın da sizler için bir ihtiyaç olabileceği gerçeğini gözden kaçırmadan, kendi yarınlarınızı da düşünerek ve engellilerin hayatını kolaylaştırıcı hizmetleri önceleme, bugüne kadar yaptıklarınızı tekrar gözden geçirerek daha iyisini ve kalıcı olanı yapma gayreti içerisinde olmanızı diliyor, 3 Aralık Engelliler Günü'nü tüm engellilerin hayatlarını kolaylaştıracak farkındalıklara vesile olmasını diliyorum." dedi.
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir