ZAFER, HÜR VE ONURLU YAŞAMA KARARLILIĞININ ÖDÜLÜDÜRBağımsızlık ve özgürlük mücadelemizin doruk noktalarından biri olan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı 102. yıl dönümünde idrak ediyoruz. 1922’de zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz, milletimizin yüzlerce yıl süren iman, vatan, istiklal ve istikbal mücadelesinin, değişmez, vazgeçilmez bir gerçeklik olarak teyit ve tahkimidir.30 Ağustos zaferi, milletimizin yeniden dirilişi; şehit kanlarıyla sulanmış binyıllık vatanımıza göz dikenlere verilmiş onurlu bir cevaptır. Günümüz dünyası, mücadele alanlarının çeşitlendiği, savaş araçlarıyla birlikte savaş yöntemlerinin de değiştiği bir süreçten geçmektedir. Değişen mücadele alanlarına, savaş araçlarına, ekonomik ve kültür merkezli saldırılara karşı değişmeyen şey ise, emperyalist güçlerin bölgemiz üzerindeki bitmeyen emelleridir.
Zaferleri kanımız ve canımız pahasına kazanmak kadar, onu, bütün ilmî çalışmalar ve teknolojik buluşlarla güçlendirmek, sanat, felsefe, kültür, medeniyet sahasında yapmamız gereken atılımları koruyup kalıcı değere dönüştürmek daha anlamlı ve önemli olmalıdır. Bu amaç, kuşkusuz millî değer ve tarih şuuruna sahip, özgür, cesur, verimli düşünen, insan yetiştirmeyi amaçlayan eğitim sistemi ile mümkündür.Bugün de emperyalizmin her cepheden yaptığı saldırılar, her alanda yükselip örgütlenen bilincimizin örgütlü beraberliği ve karşı duruşuyla bertaraf edilecektir. Bu inançla yeniden inşa ve ihya için kültür ve medeniyet yolculuğumuzda Malazgirt’te tutuşan meşale, Başkomutanlık’ta yolumuzu aydınlatmaya devam etmiş, Çanakkale ruhunun güncellendiği 15 Temmuz direnişi ile yeni bir dirilişin ışığını saçmıştır. Bu meşale, bütün kalpleri, şühedanın ölümsüz ruhuyla tutuşturmalı, zihnimizi, yolumuzu ilimle, bilgiyle aydınlatmalıdır.
Eğitim-Bir-Sen olarak, kurtuluş savaşımızın zaferini idrak ederken, bugün kurtuluş savaşını veren Filistin halkına destek olmanın, siyonist İsrail’in soykırım yaptığı Gazze’nin, Gazzelilerin yanında yer almanın, onların sesi olmanın vicdan sahibi olan herkesin görevi olduğunu ifade ediyoruz. Nesiller boyu bedelini tertemiz canları ve kanlarıyla ödeyerek Anadolu’yu milletimize vatan kılan; Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Dumlupınar’dan Karabağ’a, Kıbrıs’tan Gazze ve Kudüs’e İslam beldeleri için canlarını feda eden şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.
Zaferleri kanımız ve canımız pahasına kazanmak kadar, onu, bütün ilmî çalışmalar ve teknolojik buluşlarla güçlendirmek, sanat, felsefe, kültür, medeniyet sahasında yapmamız gereken atılımları koruyup kalıcı değere dönüştürmek daha anlamlı ve önemli olmalıdır. Bu amaç, kuşkusuz millî değer ve tarih şuuruna sahip, özgür, cesur, verimli düşünen, insan yetiştirmeyi amaçlayan eğitim sistemi ile mümkündür.Bugün de emperyalizmin her cepheden yaptığı saldırılar, her alanda yükselip örgütlenen bilincimizin örgütlü beraberliği ve karşı duruşuyla bertaraf edilecektir. Bu inançla yeniden inşa ve ihya için kültür ve medeniyet yolculuğumuzda Malazgirt’te tutuşan meşale, Başkomutanlık’ta yolumuzu aydınlatmaya devam etmiş, Çanakkale ruhunun güncellendiği 15 Temmuz direnişi ile yeni bir dirilişin ışığını saçmıştır. Bu meşale, bütün kalpleri, şühedanın ölümsüz ruhuyla tutuşturmalı, zihnimizi, yolumuzu ilimle, bilgiyle aydınlatmalıdır.
Eğitim-Bir-Sen olarak, kurtuluş savaşımızın zaferini idrak ederken, bugün kurtuluş savaşını veren Filistin halkına destek olmanın, siyonist İsrail’in soykırım yaptığı Gazze’nin, Gazzelilerin yanında yer almanın, onların sesi olmanın vicdan sahibi olan herkesin görevi olduğunu ifade ediyoruz. Nesiller boyu bedelini tertemiz canları ve kanlarıyla ödeyerek Anadolu’yu milletimize vatan kılan; Malazgirt’ten Çanakkale’ye, Dumlupınar’dan Karabağ’a, Kıbrıs’tan Gazze ve Kudüs’e İslam beldeleri için canlarını feda eden şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.